İnanamayacaksınız ama bugün gerçekten çok garip bir şey oldu. Yataktan zıplayarak uyandım. Aklıma bir fikir kaçtı: Ben gerçekten önemli biriyim! Patron gibi hissettim kendimi. Bir havalar,bir havalar… O bozulmuş saçlarımla nasıl prenses gibi dolanıyorum evde. Dilimde Nilin şarkısı: ‘’ o beni prenses peri sanıyooo’’ diyerek dans ediyorum evin içinde pijamalarımla. Annem gördü ‘’ne bu halin kızım senin’’ dedi o derece yani.
İşin aslını sorarsanız basit bir şey değil. 2 senedir kafama taktığım bir konu. Konu çözümlendi de kendimi o yüzden pek bi önemli hissettim. Anladım ki bazen yakınındakileri tanıyamıyorsun,eskiler ise daha yakın geliyor. Kafam karışık anlamısınızdır. Konu bu defa Pekmez,Peynir değil en yakınım- ya da sandıklarım.
Üçlü arkadaşlıkları yürütmek gerçekten çok zor. 2. defa anladım bunu.. Hep mi sorun cıkar abi? Hep mi arada kalırsın? İşte hep böylelerini yaşadım. Kırmamaya çalıştıkça sen kırılıyorsun. Herşey düzeldi derken hoop bir bakmışsın yine en başına dönmüşüz. Her sene aynı terane. Kendimi anlatmaktan sıkıldım. Zaten bu kadar yakınımsa bişeyleri ben anlatmadan da anlayabilmeli. Yoksa sorun yaşıyosun işte böyle. Bu zamana kadar arabulucu hep ben oldum. Ama bundan sonra öyle bir şeye niyetim yok. Kafa karışıklığı istemiyorum artık. Birilerinin peşinden koşmaktan, onlara laf anlatmaktan gerçekten yoruldum. Anlasın abi özgürüz hepimiz. Dostuz diye zincirle bağlı değilizki birbirimize. İçtiğimiz sıçtığımız aynı olmak zorunda değil. Yeri gelir bazen başkaları daha iyi anlayabilir beni. Tabi kendisini dışlanmış hissetmesin,gelsin o da anlamaya çalışsın beni. Boşvermeden, ama çokta bunaltmadan ‘’paylaş,konuş dinlerim seni’’desin. Öyle herbişeye alınmasın!!Sonuç olarak anladımki sen bir şeylere değer verip önemseyince daha beter oluyor. En iyisi oluruna bırakıcaksın. Kendine güvenin yokken arkanda birileri olsun istersin. Onlar gidince büyük bir boşluğa düşersin. Bu boşluğa düşmeyip, birilerinin yokluğunu hissetmemek için kendine güvenin tam olması gerekiyor. Çünkü ancak o zaman ‘’Ben buyum. Beni kabul eden böyle kabul etsin. Daha fazlası gelmiyor elimden kusura bakmasın’’ diyebilirsin.
Ve ben artık bunu diyebiliyorum.
Ee o zaman varlığım Türk varlığına armağan olsun :) Hadi mutlu olalım..
Bonnus*
İşin aslını sorarsanız basit bir şey değil. 2 senedir kafama taktığım bir konu. Konu çözümlendi de kendimi o yüzden pek bi önemli hissettim. Anladım ki bazen yakınındakileri tanıyamıyorsun,eskiler ise daha yakın geliyor. Kafam karışık anlamısınızdır. Konu bu defa Pekmez,Peynir değil en yakınım- ya da sandıklarım.
Üçlü arkadaşlıkları yürütmek gerçekten çok zor. 2. defa anladım bunu.. Hep mi sorun cıkar abi? Hep mi arada kalırsın? İşte hep böylelerini yaşadım. Kırmamaya çalıştıkça sen kırılıyorsun. Herşey düzeldi derken hoop bir bakmışsın yine en başına dönmüşüz. Her sene aynı terane. Kendimi anlatmaktan sıkıldım. Zaten bu kadar yakınımsa bişeyleri ben anlatmadan da anlayabilmeli. Yoksa sorun yaşıyosun işte böyle. Bu zamana kadar arabulucu hep ben oldum. Ama bundan sonra öyle bir şeye niyetim yok. Kafa karışıklığı istemiyorum artık. Birilerinin peşinden koşmaktan, onlara laf anlatmaktan gerçekten yoruldum. Anlasın abi özgürüz hepimiz. Dostuz diye zincirle bağlı değilizki birbirimize. İçtiğimiz sıçtığımız aynı olmak zorunda değil. Yeri gelir bazen başkaları daha iyi anlayabilir beni. Tabi kendisini dışlanmış hissetmesin,gelsin o da anlamaya çalışsın beni. Boşvermeden, ama çokta bunaltmadan ‘’paylaş,konuş dinlerim seni’’desin. Öyle herbişeye alınmasın!!Sonuç olarak anladımki sen bir şeylere değer verip önemseyince daha beter oluyor. En iyisi oluruna bırakıcaksın. Kendine güvenin yokken arkanda birileri olsun istersin. Onlar gidince büyük bir boşluğa düşersin. Bu boşluğa düşmeyip, birilerinin yokluğunu hissetmemek için kendine güvenin tam olması gerekiyor. Çünkü ancak o zaman ‘’Ben buyum. Beni kabul eden böyle kabul etsin. Daha fazlası gelmiyor elimden kusura bakmasın’’ diyebilirsin.
Ve ben artık bunu diyebiliyorum.
Ee o zaman varlığım Türk varlığına armağan olsun :) Hadi mutlu olalım..
Bonnus*
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder